Türk ceza kanunun 148. maddesinde düzenlenen yağma suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda ‘ malvarlığına karşı suçlar’ bölümünde yer almıştır.
Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, cezalandırılır.
Yağma, cebir kullanma ve hırsızlık suçlarının bir araya gelmesinden oluşan bir suçtur. Korunan hukuksal yarar hem mülkiyet hem zilyetlik olup, diğer bir taraftan kişi özgürlüğü korunmaktadır.
Suçun maddi konusu taşınabilir mal, maddi unsuru malın bulunduğu yerden alınması manevi unsuru ise yarar sağlamaktır.
Yağma ve hırsızlık suçlarını birbirinden ayıran temel fark cebir ve tehdit ile işlenmesidir. Mağdurun zorla malının alınması amaçlanan suç tipinde zorlama hareketleri ile teslim yaptırılması mümkün olduğu gibi zaman da tanınabilir. Ancak zorlama eyleminin hırsızlık suçu işlenip tamamlandıktan sonra gerçekleşmesi suçu yağma suçuna dönüştürmeyecektir.
Yağma suçunun cezasının alt sınırı altı yıl olup, suçun işleniş biçimi ve ağırlaştırıcı nedenlerinin varlığı halinde artmaktadır.
Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı söz konusu ise suçu işleyen kişiye verilecek cezada 1/3 ile 1/2 arasında değişen bir oranda indirim uygulanır. Malın değerinin azlığından kastedilen şey, ekonomik değerinin çok az olmasıdır. Yargıtay tarafından belirlenen kritere göre, suçu işleyen kişinin daha fazlasını alma imkanı varken daha azını alması halinde ‘ malın değerinin azlığı’ gerekçesiyle ceza indirimi uygulanmaktadır.